22 Eylül 2011 Perşembe

Hani binersin taksiye ve şöför başlar anlatmaya yada tam tersi söförsündür takside yolcu başlar anlatmaya. Anlatır sana içindekileri yakınlarıyla paylaşmak isteyip paylaşamadıklarını yada o kadar uzun süre sessiz kalmıştır ki artık ne olsa konuşur, saçmalar belki de ama yinede konuşur.
Saçmalasa bile dinleyecek biri vardır karşısında daha da ötesi saçmalasa bile buna aksilikle karşılık vermeyecek sonra söylediği saçmalıklar yüzünden bütün akşamını mahvetmeyecek biridir konuştuğu nede olsa. Saçmaladığında ya gülüp geçecek yada kibarca doğrusunu anlatmaya çalışacak.
İşte bu yüzden bazı insanlar hiç tanımadıkları insanlarla konuşmayı çok severler çünkü arkalarında ya onları hiç dinlemeyen eşleri vardır, ya dinleyip söylediklerine kızan birileri. İşte bundandır gözlerinin içine bakıp konuşmaya durmadan devam etmeleri.
Konuşmak güzeldir ama susmak çoğu zaman daha da güzel. Zaten sen söylersin söyleyeceğini, verirsin karşılığını en güzelinden. Birde seslendirmek bunu, gerekli midir çok? Romanlar yazarsın, belki bazen karşılıklı diyaloglar bitmez içinde. o vakit niye karşındakine kendini anlatma çabası? Beni anlayacak mı, çok büyük bir ihtimal anlamayacak. Söylediklerim yerli yerine oturacak mı, yoksa saatler mi sürecek doğru kelimelere doğru anlamlar yükletmek, ne gerek var? İşte bundandır gözlerinin içine bakıp cevap vermek istermiş gibi durmadan susmaları.
 Her halükarda konuşursun işte bazıları benim gibi burda konuşur. Bazıları sadece konuşur. Bazıları hem burda hem her yerde konuşur. Bazıları ise sadece kendi ile konuşur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder