7 Ağustos 2011 Pazar

Seneler önceydi televizyonda izlemiştim o filmi. Üç gün kendime gelememiştim. Üç gün ağlamaktan kıpkırmızı gözlerle dolaşmıştım. Sonunda annem "yeter artık çık şu evden dışarı " diye bağırmıştı.
Arkadaşlarımın telefonlarına çıkamamıştım o üç gün. Eve gelip beni zorla dışarı çıkarmışlardı. Beşinci günün sonunda filmi hatırlamıyordum bile. Günlük yaşantıma geri dönmüştüm. Hiçbir girişimde bulunmamış, çaba sarf etmemiş bunun için düşünmemiştim bile. Üç gün ağlamamla kalmıştım.
4 arkadaşın hikayesiydi. Halbuki ne kadar eğlenceli bir film gibi başlamıştı. Oyun oynarken kazara birini öldümüş ve ıslah evine gönderilmişti 4 arkadaş. Islah evinin gardiyanları çocuklara işkence ediyor. Her gece durmadan tecavüz ediyorlardı. Hatta ölen bir çocuk bile olmuştu, kurtulmuştu. Küçücük çocuklar. Daha dün dizi yaralandığında annesine koşan, ağlayan yavrular. Suçlu bile olsalar daha minicik yavduydu onlar, sevgi ile yetişmesi gereken. Koca insanların bile kaldıramayacağı yükler vardı artık omuzlarında. Çevirmek istedim çeviremedim kanalı. Devamında çocuklar büyümüştü koca adamlar olmuşlardı. Ama yapılanlar hep onlarlaydı. Öçlerini tek tek almışlardı gardiyanlardan ama ne fayda hepsinin yarısı taptaze hala oradaydı. Yeni bir hayata başlamak çok zor, unutmak imkansızdı. Sadce unutmaya çalışmak hayatlarında. Gerçekten alıntı olduğu yazarak bitmişti film.
En büyük isyanlarımdan biriydi. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Ağlayarak isyan ediyordum Tanrı'ya "Nasıl göz yumarsın bana nasıl? Nasıl izin verirsin? Aklım almıyor nasıl oluyor böyle kötülük? çaresiz minicik ana kuzularına nasıl yapılır bu? Hiçbir şey yapmadan nasıl duruyorsun? Koca kudret olan sen nasıl izin verisin bu olanlara?" hayatımda ilk defa bu tarz bir kötülük ile karşılaşıyordum. İsyanım çoktu üç gün sürmüştü.
Bugün ise bir kitapta çıktı karşıma. Bir sene boyunca tecavüze uğrayan çocuk, artık tuvaletini tutamaz halde. bez bağlamak zorundalar ona, iç organları parçalanmış halde. Bir paragraflık bir anlatım var kitapta. Midem bulanıyor, başım dönüyor, gözlerimden yaşlar oluk oluk akıyor. Yine ağlıyorum seneler önceki gibi. Bu sefer kendime sinirlenerek. neden bir şey yapmadım? neden bu kadar kayıtsız kaldım? Kucağım bebeğim ağladım ağladım... neden unutup gittim?
Yine dönüyorum Mevla'ya biliyorum artık suçlu olan sen değilsin. Bir şey yapmadan duran sen değilsin. Sen değilsin göz yuman bu olanlara. Ben, annem, babam, kardeşim, eşim, arkadaşım... Biz onları ellerimizle sunuyoruz, kötülüğe kayıtsız kalıyoruz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder